MAKTEK Avrasya 2018’de Sandvik Coromant standına konuk olarak Güney Avrupa Bölgesi Satıştan Sorumlu Genel Müdürü Mattias Nilsson ve Türkiye Satış Müdürü Beysim Çetin’le bir söyleşi gerçekleştirdik. Türkiye metal kesme sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunurken Sandvik Coromant hakkında da pek çok ayrıntılı bilgi paylaşan yetkililere teşekkür ediyor ve sizleri bu söyleşiyle baş başa bırakıyoruz.
Öncelikle sizler tanıyabilir miyiz?
Mattias Nilsson: Sandvik Coromant Güney Avrupa Bölgesi Satıştan Sorumlu Genel Müdürü olarak görev yapıyorum. Görev ve sorumluluk alanım içerisinde Benelüx ülkeleri, İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz, Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri yer almaktadır. Portföyümüzde 6 bin doğrudan müşterimiz ve yüzlerce distribütör yer almaktadır. 11 yıldır, bu şirketin farklı pozisyonlarında görev almaktayım. Stratejik olarak büyük müşterilerden sorumlu olarak görev yapıyorum. Değişim ve iş geliştirme programları yönettim. Şu anda da Endüstri 4.0’la ilgili bir ürünün sorumluluğu bende.
Beysim Çetin: 12 yıldır Sandvik Coromant’ta çalışıyorum. Otomotiv ve büyük müşterilerden sorumlu satış müdürlüğü görevini yürütüyorum.
Sandvik Coromant’ın Endüstri 4.0 çalışmaları ve yeni ürünleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Beysim Çetin: MAKTEK Avrasya 2018’de de sunduğumuz CoroTurn Prime, özellikle çelik tornalamalarda bir devrim. Biz bu ürünle tornalamayı yeniden tanımlıyoruz. Tornalamayı her yönde yapabilme imkânı sağlayan, konvansiyonel yöntemlerden farklı bir yöntem bu. Yeni ürünümüz verimlilikte yüzde 50’ye varan çok ciddi bir artış sağlıyor. Y ekseni dediğimiz normal kanal açmalarda, güç aktarım sektörünün de yoğun olarak ihtiyaç duyduğu derin yarıkların açılması ve benzeri operasyonlar için, yeniden kanal açmayı da tanımlıyoruz. Standart yöntemlerden tamamen farklı bir yöntem ve konseptle yapıyoruz kanal açma işlemini. Buna da Y eksenli kanal açma diyoruz.
Sandvik Coromant, metal kesme sektörüne birçok yenilik sunmuştur. Dolayısıyla standart belirleyen, öncü bir firmayız kendi alanımızda.
Mattias Nilsson: Dijital teknolojilerden de bahsetmek isterim, bu alana da ciddi yatırım yapıyoruz. Ar-Ge çalışmaları ve inovasyona öncelik veriyoruz. Her yıl 2500 yeni ürün sunuyoruz piyasaya. Dijital teknoloji yatırımları da yapıyoruz. Sensörlü takım tutucularımız var örneğin, Endüstri 4.0’ı destekleyen bir ürün grubu bu. Karbürlerin uçlarına yerleştirilen sensörlerle bu işlem yapılıyor. Bu sayede sıcaklığı ölçebiliyorsunuz, oradaki işlemleri kontrol edebiliyorsunuz. Bir de Machining Inside isimli yazılım yatırımımız var. Bu yazılımı da tezgâhların PLC kısımlarına yüklüyoruz. Bu sayede tezgâhlar birbiriyle iletişim halinde oluyor. Machining Inside, kullanıcının performans ölçümüne ve data analizine olanak tanıyor. Ayrıca nerelerde optimizasyon imkânı var bunu da görebiliyorsunuz. Bu sistem sayesinde maliyetler düşerken, verimlik artıyor.
Sandvik Coromant’ın metal işleme sektöründe partner olduğu markalar var mı?
Mattias Nilsson: Metal işleme sektöründe tüm markalarla işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Bir takımın kullanımından en iyi sonucu elde edebilmek için hem o takımın kalitesi hem de kullanıldığı makinenin kalitesi çok önemli. Biz de ürünlerimizle ilgili testler yaparken işbirliği yaptığımız markalardan ilgili makinelerin kalite testlerinin de yapılmasını talep ediyoruz.
Türkiye’deki metal işleme sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mattias Nilsson: Türkiye’de çok uzun süredir yabancı yatırımların olduğunu görüyoruz. Türkiye’deki nüfus yapısına baktığımda da oldukça genç, iyi eğitimli ve imalat konusunda bilgi sahibi insanlar görüyorum. Bu sebeple iç talebin de Türkiye’de artacağını öngörüyorum. Uzun vadede Türkiye’de sektörün oldukça iyi bir gelişim göstereceğini düşünüyoruz. Son iki yılda ciddi yatırımlarımız oldu Türkiye’de. Biz Türkiye’de 6 yeni satış mühendisiyle daha çalışmaya başladık yakın zamanda. Onlar müşterilerle çok yakın temas halinde çalışıyorlar. Bizim amacımız büyümek. 2018 bizim için çok başarılı bir yıl oldu. 2019’da da büyüme hedeflerimiz mevcut.
Beysim Çetin: Sandvik 1966’dan beri Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Türkiye pazarında oldukça uzun süredir yer alan bir firmayız.
Mattias Nilsson: Türkiye pazarına olan inancımızın ve güvenimizin bir nişanesi olarak Coromant Center’dan bahsedebiliriz. Coromant Center, müşterilerimizle ve öğrencilerle bir araya geldiğimiz bir platformdur. En son teknolojilerle ilgili bilgiler aktarılıyor bu merkezlerde. Yılda 25 tane eğitim düzenleniyor Coromant Center’da. Global düzeyde 22 tane Coromant Center’ı mevcut Sandvik Coromant’ın ve her yıl 30 bin müşteriye eğitim veriliyor bu merkezler aracılığıyla. Teknolojinin de nimetlerinden yararlanarak bu global merkezleri bağlantılı hale getirebiliyoruz. Müşterilerimizle gerçek zamanlı video paylaşımlarında bulunabiliyoruz. Coromant Center’lara yatırım yapmayı da sürdüreceğiz çünkü çok güzel fırsatlar sunuyor bizlere ve müşterilerimize.
Beysim Çetin: Coromant Center’larda makinelerle uygulamalı eğitimler düzenliyoruz. Burada resmi sertifikalı eğitimler veriyoruz ki bu sertifikalar tüm dünyada metal kesme alanında geçerlidir. Gelişen teknolojiyi yakalayabilmek için Türkiye’deki Coromant Center’ı yeniliyoruz. Biz Coromant Center’ı 10 sene önce açtık Türkiye’de, ki bu alanda da öncü firmadır Sandvik Coromant.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Mattias Nilsson: Bizim sloganımız “Shaping the future together” (Geleceği birlikte şekillendiriyoruz). Bu da bizim müşterilerimizi ortak olarak gördüğümüzü gösteriyor. Bu ortaklık çerçevesinde müşterilerimizle tüm bilgimizi, deneyimimizi ve uzmanlığımızı paylaşıyoruz. Bu sayede müşterilerimiz maliyetlerini düşürürken, üretiminin kalitesini ve verimliliğini artırabiliyor. Âtıl zaman oluşmasının önüne geçildiğinden rekabet gücü artıyor. Bu yüzden de bizimle çalışmaya devam ediyorlar.
Bir de geri dönüşümden bahsedeyim. Her şirketin içinde yaşadığı topluma ve çevreye karşı bir sorumluluğu vardır. Biz de bu sorumluluğu yerine getirebilmek için müşterilerimize şöyle bir fırsat sunuyoruz: Kullanım ömrünü tamamlayan aletleri bize getiriyorlar ve biz üretim tesisimizde bu aletleri yeni ürünlerin yapımında kullanıyoruz. Bu sayede sürdürülebilirliğe de katkıda bulunmuş oluyoruz.