Yıllar önce çok gördüğümüz bir tabelaydı değil mi bu?
Hatta yaz tatillerinde babalarımızın arkadaşının yanında ya da mahalle esnafında yaptığımız şeydi çıraklık. Kimi zaman çay getir götür kimi zaman ortalığı temizle, bir çoğumuzun ihtiyacı yokken boşa zaman geçirip, haytalık yapmamak için yapılan çıkaraklıklar, hayatı, esnaflığı öğrenmek için ailelerimizin bize verdiği hediyeymiş bu aslında. Tabii o zamanlar cep telefonu, bilgisayar yok hatta ailelerin çocuklarını birer at yarışı gibi sınavlara hazırlama mücadelesi de yok. Hani derlerdi ya “askere gidince akıllanır” diye, o zamanlar çıraklık yaparken akıllanmayan en azından askerde akıllanırdı. Şimdi maalesef askerlik de yok. Hayatın işleyişini erken yaşta öğrenmek için ne güzel bir yöntemmiş bu. Maalesef günümüzde o sınav senin bu okul benim derken gençlerimiz 22-23 yaşlarında üniversiteden mezun olup iş aramaya başlıyorlar. Bir kısmını tenzih ederek söylemek isterim ki bu yaşına kadar aile koruması altında hiçbir iş yapmamış, sadece sınavlarını vermeye odaklanmış gençlerimiz iş hayatına adapte olmakta da çok zorluklar yaşıyorlar. Hani derler ya “Hayaller Paris gerçekler vs…”
O günlerden bu günlere derenin altından çok sular aktı. Özel üniversiteler hayatımıza girmemiş, AVM kültürü ya da özel güvenlik görevlisi kavramı yoktu. Mevcut devlet üniversitelerinde sadece başarılı olan öğrenciler lisans ya da ön lisans mezunu olurlar, diğerleri ise çıraklık ya da meslek liselerinden aldıkları eğitimler ya da el becerilerine göre ara eleman olarak meslek sahibi olurlardı. Günümüzde hemen herkes bir üniversite okuyabiliyor fakat maalesef ya diplomalı birer işsiz ya güvenlik görevlisi ya da AVM’lerde tezgâhtarlık gibi işlerde görev yapmak zorunda kalıyorlar. Bu durum tabii ki sadece ülkemizde değil tüm dünyada maalesef bu şekilde gerçekleşmeye başladı; ağaçları yaşken eğememeye başladık.
Konuyu getirmek istediğim yer ise aslında oldukça belli: Birçok işsiz varken sanayide ara eleman ihtiyacı her geçen gün artıyor. Vasıflı gençler daha temiz ortamlarda çalışmak varken dakikalar ile yarışılan ve sürekli aynı işin yapıldığı yerlerde çalışmak istenmiyorlar. Üstelik sıklıkla yapılan mesailer sosyal hayatlarını etkiliyor, yağlı kesik eller de cabası oluyor. Sanayici için çözüm günümüzde çok kolay. Bu çözüm otomasyon sistemleri ile sağlanabiliyor.
Artık hayatımızın birçok yerinde olan bu otomasyon talaşlı imalat, kaynak, pakatleme, taşıma ve istifleme gibi birçok sektör ve alanda kendine özel çözümler ile artarak uygulanmaya devam ediyor.
Ben burada talaşlı imalat için olan gereksinimden bahsetmek istiyorum. 24 saat çalışma mantığı üzerine imal edilmiş takım tezgâhları birçok yerde ara eleman yetersizliği ya da gece çalışmanın vermiş olduğu zorluklar nedeniyle sadece 1 ya da 2 vardiyada işletmelere hizmet edebiliyor. Hatta gece vardiya ile üretim hedeflerini yakalama imkânı bile varken birçok işyeri vardiyada çalıştıracak ara eleman yetersizliği nedeniyle ekstra tezgâh yatırımı yaparak daha büyük külfet altına girmek zorunda kalıyor. Ayrıca her yeni tezgâh birer yeni operatör anlamına geliyor.
Günümüzde bu otomasyon işi hem teknolojinin geldiği nokta nedeniyle hem de finans sistemleri ile hem daha kolay hem de daha az maliyetli şekillerde çözülebiliyor. Üstelik verim ciddi şekilde artarken otomasyon için yapıldığı düşünülen ekstra maliyet çok kısa sürede kendini amorti ediyor. Piyasadaki bir algı vardır, “Ben sürekli aynı işi yapmıyorum, işlerimiz değişken, otomasyona gerek yok” gibi. Bu yeni sistemler ile değişken işlerimiz olsa bile mevcut yazılımlar sayesinde hem kısa iş geçişleri süresi hem de robot sisteminin bir operatör gibi düşünerek hareket etmesi sağlanıyor.
Şu an talaşlı imalat için çok farklı otomasyon alternatifleri mevcut. Ben en basiti olan CNC torna tezgâhları otomasyon sisteminden bahsetmek istiyorum. En basiti CNC tornalar çünkü ekstra bir fikstür gereksinimi kalmıyor, torna aynası parça fikstürü şeklinde görev yapıyor.
Bunlardan ilki otomasyon sistemi üzerinde hazır olan tezgâhlar. Bu tezgâhlarda CNC sistemi bir operatörün yapması gereken birçok şeyi kendi yapabilecek şekilde donatılmış; telafi verme, aşınma kontrolü, ölçü kontrolü, yeni işe geçiş diyalog sistemi vs.
Ayrıca bu tip tezgâhlar doğuştan otomasyonlu olduğu için daha kompakt, daha az yer kaplayan, iş güvenliği kurallarına tamamen uygun, daha hızlı ve bizlere daha problemsiz çalışma imkânları sunuyor.
CNC dik torna tezgâhları içinde benzer otomasyon sistemleri mevcut, tezgâh işleme çap/boy kapasitesine uygun şekilde, iş güvenliğine uygun, az yer kaplayacak ve pratik olacak şekilde tasarlanan bu otomasyon sistemleri verim odaklı ve daha az insan eli değecek şekilde tasarlanmış. Bu tasarımda benzer şekilde doğuştan otomasyonlu olmanın avantajını kullanıcılarına sunuyor.
Mevcut tezgâhlarımızı otomasyon ile tanıştırma sistemi, bunun içinde birçok yerli ve yurtdışı imalatçıların çözümleri mevcut robotları yurtdışından gelmesine rağmen yapılan yükleme boşaltma ve robotun programlanmasını sağlayan arayüz/yazılım, tezgâhlar ile tam bir uyum sağlayarak sanayicinin operatör ya da düşük verim sorunlarına çözüm oluşturuyor.
Bizler UNITEC Makine olarak, müşterilerimizin verimliliği arttırıp işletme maliyetlerini düşürecek bu sistemler için maliyet/geri dönüş hesabı ve yönlendirme yapmaktan memnuniyet duyuyoruz. Yazımı, her biri birer milli servet olan tezgâhlarımızın en verimli ve kazançlı günlerde kullanılmasını temenni ederek bitiriyorum.