Form Makina’ya bir ziyaret gerçekleştirdik ve Taşlama Tezgâhları Ürün Müdürü Caner Şanko’yla bir söyleşi gerçekleştirdik. Firmaları hakkında bilgiler veren Caner Bey, tezgâh seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar ve sektörün genel durumu hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, adım Caner Şanko. Endüstri Mühendisiyim. Form Makina CNC Takım Tezgâhları firmasında yaklaşık 10 yıldır taşlama tezgâhları ürün müdürü olarak görev yapıyorum.
Form Makina ve faaliyet alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Form Makina, yaklaşık 26 yıl önce kurulmuş 65 kişilik servis ve 25 kişilik satış kadrosu ile bünyesinde toplamda 105 kişi çalışan, Türkiye’nin takım tezgahları sektörüne hizmet veren en büyük firmalarından bir tanesidir. Form Makine olarak yurt dışından getirdiğimiz takım tezgâhları diye genel olarak adlandırdığımız torna, dik işleme, 5 eksen tornalama merkezi, taşlama ve kayar otomat tezgâhlarının satışını gerçekleştirip , müşterilerimize kurulum , eğitim, bakım ve arıza gibi servis hizmetlerini sağlıyoruz.
Ürün portföyümüzde Japon menşeli Mazak Takım Tezgâhları; United Grinding Group portföyünde bulunan Studer (İsviçre), Schaudt & Mikrosa (Alman) CNC puntalı ya da puntasız silindirik taşlama tezgâhları; Blohm & Jung (Alman ) yüzey ve profil taşlama taşlama tezgâhları; Walter (Alman) , EWAG (İsviçre) kesici takım üretim ve bileme tezgâhları, Nomura (Güney Kore) kayar otomat tezgahları , Komatech (Güney Kore) delik delme – kılavuz çekme tezgahları yer almaktadır.
Bunun dışında robot otomasyon bölümümüz var. Takım tezgâhlarındaki parçaların, robotlar ile insansız olarak yükleme ve boşaltma proseslerini sağlayarak firmaların üretim kabiliyetlerine katkı sağlamaktayız. Bu alanda da Kuka (Alman) firması ile Gold Partner olarak çalışmaktayız.
Son olarak da yaklaşık 1 yıl önce 3 boyutlu katmanlı üretim bölümümüzü kurduk. Burada HP, GEAdditive, Sindoh ve Envisiontec, gibi bu alanda dünyaca tanınmış markaların mümessilliğini yürütüyoruz. Piyasada plastik üzerine katmanlı üretim yapan makineleri satan pek çok firma mevcut, bu sebeple biz daha çok metale odaklıyız. Bu da sürekli gelişen bir teknoloji olduğundan dolayı, zamanla bu alanda da önemli bir yere gelmiş olacağız.
Almanya’dan Walter ve İsviçre’den EWAG markalarının distribütörlüğünü üstlendiğinizi biliyoruz son olarak. Bu konuda bilgi alabilir miyiz?
Evet, bu adımla ürün gamımıza takım bileme ve takım ölçme tezgâhlarını da katmış olduk. Alman menşeli Walter, takım tezgahlarında kullanılan matkap ve freze gibi kesici takımların imal edilmesi ve bilenmesinde kullanılan tezgâhlar üretmektedir. Ewag ise farklı türde daha farklı proseslerde kullanılan insert ya da pcd benzeri kesici takımların üretilmesinde kullanılan makineler üretmektedir. Türkiye’de sürekli büyüyen büyük bir kesici takım pazarı var. Bünyesinde pek çok takım tezgâhı bulunduran büyük firmalar artık takım bileme işlerini kendi bünyelerinde yapmaya başladılar. Bu markaları da bünyemize alarak United Grinding Group’daki tüm ürünlerin Türkiye’deki tek mümessili olmuş durumdayız. Bu markalardan beklentimizin büyük olduğunu belirtmek isterim.
Tezgâh seçimiyle ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir size göre?
Tezgâh seçiminde dikkat edilmesi gereken pek çok husus var ama bence Türkiye’de yanlış yapılan nedir, onu söyleyeyim dilerseniz.
Ülkemizde en büyük eksiklik genelde fiyat performans karşılaştırmasının iyi yapılmamasıdır.
En pahalı makine her zaman en iyi ve en kaliteli makine değildir. İşe uygun makineyi seçmek önemli. Ülkemizdeki tezgâh seçimleri genelde teknik özelliklerden çok maliyet odaklı olarak yapılıyor. Burada bir parantez açayım, ülkemizde tüm performans kriterlerini göz önünde tutarak tezgâh seçimi yapan büyük firmalar da var tabii, onları kastetmiyorum bunları söylerken. Ancak orta ölçekli firmalar genelde fiyat odaklı tezgâh seçiyorlar. Makinenin uzun ömürlü olmasındansa ilk yatırım maliyeti temel etmen oluyor böyle firmalar için. Bu şekilde yatırım yapılan tezgâhlar da firmalara uzun süre fayda sağlamıyor ve sıklıkla makine değiştirmek zorunda kalıyorlar. İlk yatırım maliyetine göre yüksek olan bir tezgâhın 15-20 yıl kullanılabileceğini düşünürsek, aslında hesaplı bir yatırım olduğu anlaşılacaktır.
İkinci olarak yapılan hata ise işe uygun tezgâh seçimi yapılmamasıdır.
Firmaların yaptıkları işe ya da kullandıkları parçaların ölçülerine ve hassasiyetine uygun tezgâh seçimi yapması lazım. Biz makina satarken kullanıcıya, işlerinizin yüzde 80’ini yapacak bir makina almasını öneririz. Firmalar hiç kullanmayacakları opsiyonları aldıkları tezgahlara bir gün belki kullanırız diye ekliyor ve eklenen opsiyonlar maliyeti de yükseltiyor tabii. Ancak o opsiyonlar hiç kullanılmıyor belki. Bu da yanlış yatırım örneklerinden bir tanesi bana göre.
Benim görüşüme göre doğru makinayı seçebilmek için fiyat kriteri de teknik kriterler de iş parçasına uygunluk kriteri de hep beraber göz önünde tutulmalıdır.
Satış sonrası servis hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Her sektörde olduğu gibi servis unsuru çok önemlidir. Satış ve servis bence ayrılmaz bir bütünün parçalarıdır. Eğer iyi bir servis hizmeti sunamıyorsanız çok fazla makine satamazsanız. Dünyanın en hassas ya da en güvenilir tezgâhını satsanız bile o tezgâhın canı ilk arıza yapana kadardır. Yerel bir servis hizmeti yoksa, yurt dışından gelecek servis hizmetinin maliyeti oldukça yüksek olacaktır.
Form Makine bünyesinde 65 kişi servis departmanında görev yapmaktadır. Türkiye genelinde bizim sattığımız 3000’den fazla Mazak tezgâhı bulunmaktadır. Biz sattığımız tezgâhların, çok özel olanları hariç, kurulum, eğitim, bakım, arıza tespiti ve çözümü gibi tüm servis hizmetlerini verebiliyoruz; yedek parçalarını sağlayabiliyoruz. Tezgâhın kalibrasyonunu ve doğruluğunu ölçecek ekipmanlarımız da mevcuttur. Lazer ölçümü yapabiliyoruz, her tezgâhın tüm eksenlerinin doğruluğunu ölçebiliyoruz. Gerekirse tezgâhın spindle’larını değiştirebiliyor ya da tamir edebiliyoruz. Türkiye’deki en güçlü servis hizmeti sunan birkaç firmadan biriyiz diyebilirim.
Sektörün ve firmanızın Endüstri 4.0 kapsamındaki gelişimini değerlendirir misiniz?
Dünyada Endüstri 4.0 çok hızlı ilerliyor olabilir ama Türkiye’de biraz yavaş ilerliyor. Önce Türk firmalarının Endüstri 4.0’dan önceki aşamaları geçmesi gerekiyor bence. Ülkemizde Endüstri 4.0’a hemen adapte olup, robot otomasyona geçmek için çalışmalar yürüten pek çok firma da var tabii. Fakat bana göre biraz daha zaman gerekiyor. 5-6 yıl evveline kadar hiç robot otomasyon projesi yapılmazken bugün geldiğimiz noktada pek çok firmada robotla yükleme projesi yapıyoruz. Bir sonraki adımda artık insanlar hiç atölyeye girmeden, ofiste oturup makineleri takip edebilecek ve yönetebilecek.
Bizim ürünlerini sattığımız firmalar Endüstri 4.0 altyapısını şimdiden sağladılar. Tezgâhlarımızda ara yüzler mevcut ve firmaların talebi doğrultusunda gerekli desteği verebiliyoruz.
Türkiye piyasasındaki genel durumu ve rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana göre Türkiye piyasası çok inişli çıkışlı. Bunda çok fazla faktör etkili tabii; siyasi faktörler, ekonomik faktörler, firmaların güç durumları, finansman faktörleri gibi. Hatırladığım kadarıyla Türkiye takım tezgâhları sektörü 2016 yılı verilerine göre dünyadaki 10 büyük takım tezgâhı sektörüne sahip ülkeden bir tanesiydi. Yani dünyada en çok takım tezgâhı satılan 10 marketten bir tanesi Türkiye. Bu, ne kadar büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Fakat inişli çıkışlı bir grafik çizdiği için bir sene çok fazla yatırım yapılırken bir sonraki sene sert bir düşüş yaşanabiliyor. Önümüzdeki yıllarda inşallah daha stabil bir ortam oluşmasını temenni ediyoruz.
Rekabet ortamıyla ilgili olarak da şunları söyleyeyim: Türkiye piyasasında çok ciddi bir rekabet var. Özellikle takım tezgâhı sektöründe çok fazla rekabet var. Tayvan menşeli tezgâhlar çok fazla satılıyor ülkemizde. Ancak bizim piyasaya sunduğumuz tezgâhlar gibi ilk yatırım maliyetine göre yüksek, kaliteli tezgâhlar anlamında çok fazla ürün yok aslında Türkiye’de. Ürününün arkasında duran dört ya da beş büyük firma var bu anlamda. Yani Türkiye’de takım tezgâhı sektöründe hem iyi servis veren hem tezgâhlarının arkasında duran hem de prestij olarak piyasada bilinen çok fazla firma yok maalesef. Ancak sadece fiyat odaklı bakarsanız rekabet çok fazla, bir sürü farklı marka ve satıcı firma var. Ancak ülkemizde de firmalar artık çok düşük maliyetli tezgâhlar yerine daha kaliteli ve hassas tezgâhlara yöneliyor. Bu anlamda bir bilinçlenme olduğunu söyleyebiliriz.
Kısa veya uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?
Şirketimiz bünyesinde yeni departmanlar kurup, hizmet kalitemizi artıracak hamleleri sürekli yapmaya çalışıyoruz. Bahsettiğim gibi son olarak katmanlı üretim departmanımızı kurduk. Öncesinde robot otomasyon için bir departman kurmuştuk.
Form Makina olarak en büyük hedefimiz şu anki satış adet ve hedeflerimizi daha iyi hale getirmek ve servis hizmetimizi de daha da mükemmelleştirip, müşteri memnuniyetini daha da artırmak için hiç durmadan çalışmaya devam etmektir.