Bizimle bağlantı kurun

Dişliler

40 yıldır piyasada güven veren bir firma: İ.mak Redüktör

Yayın tarihi:

on

Hedefimizi Türkiye deki başarılarımızı, dünyaya yaymak ve global pazarda redüktör denince akla ilk gelen firmalardan biri olmak şeklinde belirledik.
Redüktör sektörü denince ilk akla gelen köklü firmalar arasında yer alan İ.mak Redüktör ile 2013’ün kuruluşlarının 40. yılı olması nedeniyle bir röportaj gerçekleştirdik. Sorularımızı İ.mak Redüktör’ün Genel Müdürü Fatih Özdemir yanıtladı.

İMAK_ROPORTAJ
İ.mak Redüktör 2013’de kuruluşunun 40. yılını kutluyor. Öncelikle tebrik ediyor ve bu senenin size hayırlı olmasını diliyoruz. İ.mak’ın kuruluşunda 50 m2’lik küçük bir alanda imalata başladığını, bugün 16 bin m2’lik bir üretim üssüne sahip olduğunu biliyoruz. Bize bu başarı hikâyenizi anlatabilir misiniz?
Öncelikle teşekkür ediyorum. Başarımızın sırrı basit aslında kısaca özetlersek, dürüstlük ve çok çalışmak diyebiliriz. Ayrıca kurulduğumuz yıldan beri yaptığımız işi severek ve inanarak yaptığımızdan bizler için amaç sadece para kazanmak değildir. Amacımız çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin ve ülkemizin de refah içinde olmaları için çalışmaktır. Bugünlere gelmemizin diğer bir bileşeni de elbette ürünlerimizin kalitesinden asla taviz vermememizdir. Piyasada güven veren bir firma olmak ve bu imajı yansıtmak çok önemli. Özellikle değerli kurucularımızın bunu çok iyi yaptığını düşünüyorum. Biz de onların yolundan şaşmadan devam edeceğimize inanıyorum.
40. yılınıza ilişkin planladığınız bir kutlama / yatırım / yeni ürün haberi var mı?
Piyasada da bilindiği üzere gösteriş yapmak, kutlama yapmak yapı olarak bize çok uygun değil, dolayısıyla herhangi bir kutlama planımız yok. Yatırımlarımız hiç durmadan devam etmekte. Bildiğiniz üzere fabrika ek inşaatımız 2012 yılı içerisinde tamamlandı ve yeni yerimizle ilgili makine yatırımlarına başladık. Ayrıca 2011 yılında danışman bir firma ile başlattığımız yeniden kurumsallaşma ve uygulamaya bu sene içinde başlayacağımız ERP programı bizim son zamanlar da yaptığımız en büyük yatırımdır diye düşünüyorum. Çünkü bu yatırımlar sadece imalatı artırmak, daha çok para kazanmak, müşteri memnuniyeti sağlamak için değil bu değerlerle birlikte İ.MAK REDÜKTÖRÜ nice 40. yıllara daha sağlam ve uluslararası bir firma olmasını temin etmek amacıyla yapılmış yatırımlardır. Ayrıca yeni ürünler ile ilgili çalışmalarımız muhakkak var ve devam etmekte, kısa zaman içinde monoblok ağır hizmet tipi redüktörleri piyasaya sunmayı hedefliyoruz.
Dünya standartlarını yakalamak için çok ciddi yatırımlar yaptınız. Kuruluşunuzdan bu yana kalite standartlarını hep bir adım öne taşıyarak öncü bir misyon yüklendiniz. İ.mak redüktör’ün kalite anlayışından ve öncülüğünden bahseder misiniz?
Kalite dinamik kavramdır. Çünkü müşteri talepleri her karşılandığın da daha yükselecektir. Bir kaç sene önce “kaliteli “olarak nitelendirilen bir ürün bugün “sıradan”, yarın ise “kabul edilemez” olarak nitelendirilebiliyor. Dolayısıyla, kaliteli ürün ve hizmet sunabilmek için her zaman kendini aşabilme yeteneğine kavuşmak gerekiyor. Çok daha uzun süreli başarı ve sürdürülebilir bir iş sahibi olabilmek için öncelikle yönetim kalitemizi artırmalıyız. Bu bağlamda yaptığımız yatırımları biraz önce anlatmıştım.
Daha öncede bahsettiğimiz gibi ürün kalitesi zaten firmamızın olmazsa olmazlarındandır. Firma olarak taviz vermediğimiz alandır ve tüm çalışanlarımız bu prensibi benimsemiştir. Ayrıca kaliteyle ilgili yeni yatırımlar da 2013 yılı içerisinde devam edecektir. Yeni ve son teknoloji bir laboratuvar kurmayı ve mevcut kalite departmanını güçlendirmeyi planlıyoruz.
Ürün gamınızda hangi ürünler yer alıyor?
İ.mak Redüktör olarak çok geniş bir ürün gamımız olduğunu söyleyebiliriz. Standart olarak helisel dişli, sonsuz vidalı, helisel sonsuz vidalı, konik dişli, paralel milli, ağır hizmet tipi redüktörlerin yanı sıra, bazı sektörler için özel olarak geliştirilen AD tipi, ADS tipi, extruder tipi ve planet redüktörleri sayabiliriz.
Ürünlerde piyasanın taleplerine göre ne tip yenilikler yapılıyor?
Hangi sektörde olursanız olun yenilik yapmak kaçınılmazdır. Günümüzde artan rekabet ortamında artık sizin ne ürettiğiniz kadar, hatta daha fazla müşterilerin neler istediği önemlidir. Pazarın gereksinimlerinin önceden belirlenerek bunların yeni veya yenilikçi ürünlerle karşılanması günümüz firmalarının varlık nedeni durumuna gelmiştir. Ayrıca artık sadece ürünün içinde ne olduğu ve işlevselliği değil, görüntüsü ve ambalajı da önemli hale gelmiştir. Bu nedenle geçtiğimiz yıllar da tüm heliseldişli redüktörlerde değişime gittik, ayrıca geçen sene başında paralel milli redüktörlerimizin tüm serisini değiştirdik bu değişim ve yenilik, talepler doğrultusunda durmadan devam edecektir.
Gelişen teknolojiye bağlı olarak üretimde kullanılan malzemelerde değişiklikler oluyor mu?
Elbette teknoloji ye bağımlı olarak üretimde kullanılan malzemelerde değişimler olmaktadır. Hatta teknolojinin değiştirmediği nerdeyse hiçbir alan kalmamıştır. Teknoloji o kadar hızlı değişiyor ki bu değişime ayak uydurmakta firmalarımız zaman zaman zorluklar yaşayabiliyor. Ancak hepimizin bu değişime özellikle makine noktasındaki teknolojik değişimlere ayak uydurmamız lazım yoksa rekabet edebilme özelliğimizi kaybedebiliriz. Bizim sektörde teknoloji deyince aklıma ilk gelen hızlı üretim oluyor, günümüzde karlılık ve müşteri memnuniyeti biraz da sizin taleplere ne kadar hızlı cevap verebildiğinizle alakalı olduğunu düşünüyorum.
Uzman personel, projelerin başarısında çok önemli bir etmen. Bu konuda sizin yıllardır nitelikli personele yatırım yaptığınızı biliyoruz.

Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bir önceki sorunun bağlamında teknolojiniz ne kadar gelişmiş olursa olsun yetişmiş ve eğitimli çalışanınız olmazsa yaptığınız işin sorunsuz olması mümkün olmaz. Ayrıca sizin sermayeniz sadece para değildir. Entelektüel sermayeniz yani eğitimli ve size bir şeyler katabilen çalışanlarınız olmadığı takdir de gelişme göstermeniz mümkün olmayacaktır. Aslında nasıl ki kendi evlatlarımızın eğitimine önem verip onların daha iyi ve verimli bireyler olmasını arzu ediyorsak, biz çalışanlarımız için de aynısını düşünüyoruz. Çünkü onların başarısı bir anlamda firmanın ve ülkemizin başarısı anlamına geliyor. Bu bağlamda tüm çalışanlarımıza hizmet içi ve hizmet dışı eğitim uygulamaları yapıyoruz. Her sene danışman firmalarla aylık eğitim programları hazırlayıp konusunda uzman olan kişiler eşliğinde eğitimlerimizi düzenliyoruz.
Ülkemizde redüktör seçiminde ilk etkenin fiyat olduğu biliyoruz. Sektörde bu konuda bir gelişme yaşandı mı? Redüktör seçiminde dikkat edilmesi gerekenleri ve bu konuda yaşanan sıkıntıları aktarabilir misiniz?
Fiyat tüm alıcılar açısından muhakkak ki önemli bir etken, yalnız artık ülkemizde de firmalarımız satın aldıkları ürünleri sadece fiyat açısından değerlendirmiyorlar. Fiyat performans ilişkisi artık eskisinden daha önemli. Çünkü çoğu firmamız artık ihracat yapıyor ve biliyor ki bugün 3 lira ucuz aldığı ürün yarın 5 liralık zarar verebiliyor. En önemlisi de maliyeti ucuzlatmak isterken zaman zaman itibar kaybetmeye de neden olabiliyor. Elbette aynı kalite ve özellikteki ürünleri ucuza almak önemlidir. Redüktör seçiminde yaşanan en büyük sıkıntı, zamanda zaman kullanıcıların doğru ürünü seçmemesi ve çalışma şartları ile alakalı yeteri kadar bilgi sahibi olmamasıdır. Satış ekibimizde bulunan konularının hâkimi mühendis arkadaşlarımızla bu sorunları en aza indirmek için çalışıyoruz. Ayrıca müşterilerimizden gelen herhangi bir şikâyet olması durumunda en kısa zamanda yerinde müdahale ederek hem gerekli bilgileri müşterilerimize veriyor hem de mevcut sıkıntıları gideriyoruz.
Ar-Ge departmanınızın projelerdeki rolünü, bir projenin size gelmesinden, teslimine kadar geçen süreçte neler yaşandığını anlatır mısınız?
Ar-Ge departmanı öncelikle satış departmanına gelen yenilik taleplerini, Türkiye ve dünyadaki piyasalarda olan değişiklik ve yenilikleri takip eder ve yapılması gereken projeler ile ilgili raporlar hazırlar. Ardından ilgili arkadaşlarla oturup hangi projenin, yapılması gerektiği konusunda karar veririz. AR-GE departmanı gerekli çalışmalara başlar, proje bittikten sonra imalat departmanı ile irtibata geçilir ve yapılan projenin imalata uygunluğu denetlenir gerekli değişimler yapılır. Modelleme ve yaklaşık maliyet fiyatları üzerinde çalışılır. Yapılan modellerde herhangi bir sıkıntı olmaması durumunda döküme gönderilir. Bu esnada diğer malzemelerin içinde gerekli çalışmalar yapılır. Buna numune üretimi diyoruz ve belli adetler de üretimini gerçekleştiriyoruz. Bu aşamadan sonra bütün süreç başarıyla tamamlandıysa üretime başlıyoruz ve ürünümüz satışa hazır hale geliyor.
İ.mak redüktör satış – memnuniyet dengesinden bahseder misiniz?
İ.mak Redüktör için müşteri memnuniyeti çok önemli. Aslında daha önce bahsettiğimiz çoğu şey bir yönüyle müşteri memnuniyeti ile birebir alakalıdır. Yapılan çoğu yenilik ve düzenlemeler müşteri memnuniyetini sağlamaya yöneliktir. Firmaların gerçek sahipleri müşterileridir ilkesini benimsemiş ve buna göre hizmet eden bir firma olma gayretindeyiz. Çünkü biliyoruz ki memnun olan her müşteri dolaylı yoldan sizin reklamınızı da yapıyor ve yeni müşteri olarak bu size geri dönüyor. Kurulduğumuz yıldan beri her sene satışlarımızın ciddi oranda artmasını buna bağlıyoruz.
Servis için 100 binlerce yan mamulü hazır olarak stoklarınızda tuttuğunuzu biliyoruz. Bu konuda neler aktarmak istersiniz?
Stoklu çalışmak bir yandan zor, bir yandan da gerekli bir durumdur. Çünkü ürün çeşidimizi ve bu çeşitler içindeki her bir ürün ağacını göz önünde bulundurduğumuzda, çok ciddi bir stokla çalışmamız gerekiyor. Tabi bu kadar stokla çalışmak çok ciddi stok maliyetlerini de yanında getiriyor. Aynı zaman da stoklu çalışmak birçok probleminde su yüzüne çıkmasına engel oluyor. Yeni süreçte en çok üstünde durduğumuz noktalardan bir tanesi de depo ve stok yönetimi oldu. Bu sayede hem maliyetlerimizi azaltıp müşterilerimize daha uygun ürünler sunacağız, hem de teslim süreleri açısından hiçbir gecikme yaşamayacağız.
2023 Türkiye’nin 100. Yılında İ.mak’da yarım asrı devirmiş olacak. Gelecek hedeflerinizden ve planlarınızdan bahseder misiniz?
Evet, bizde hükümetimizin yaptığı gibi kendimize bir 2023 vizyonu koyduk. Ayrıca 2023’ün 50. yılımız olması hasebiyle bizim için daha önemli bir hale geldi. Hedefimizi misyonumuza uygun olarak Türkiye deki başarılarımızı, dünyaya yaymak ve global pazarda redüktör denince akla ilk gelen firmalardan biri olmak şeklinde belirledik. Bunu sağlamak için çok çalışmamız gerektiğinin ekip olarak farkındayız ve bunu başaracak güçteyiz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Tekrar teşekkür ediyorum ve 2013 yılının hepimiz için hayırlı geçmesini diliyorum.

Bu röportajı PDF olarak indirmek için tıklayın>>i-mak_Reduktor_40 yildir_sektorde_guven_veren_marka

Editör:
Cenk TELİMEN
Sizde röportaj vermek istiyorsanız editor@finansreklam.com dan talepte bulunun.
 

Devamını oku
Yorum bırak

Bir Cevap Yazın

Dişliler

Dişli çarklarda sülfürizasyon (Sulfinizing) işlemi ile yüzey sertleştirme ve tribolojik olarak çarkların çalışma performansının artırılması

Yayın tarihi:

on

Yazan

1) Sülfürizasyon (Sulfinizing) işlemi nedir?

Ülkemizde çok bilinen bir proses olmadığı için öncelikle makaleme bu işlemi tanıtarak başlamak istiyorum. Sülfürizasyon (Sulfinizing), tarihsel olarak Almanya’da geliştirildi ve uygulandı. İlk defa ne zaman uygulandığına dair kesin bir tarih vermek zordur, ancak bu işlem, 20. yüzyılın başlarında Almanya’da metal işleme ve sertleştirme teknolojilerinin geliştiği bir dönemde ortaya çıkmıştır.

Sülfürizasyon, özellikle çelik dişlilerin yüzey sertliğini artırmak ve aşınma dayanımı artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu işlem, dişlilerin ve dişli çarklarının endüstriyel uygulamalarda daha dayanıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlamak için önemli bir katkı sağlamıştır.

Çeşitli ülkelerde benzer amaçlar için farklı adlar altında da uygulanmıştır. Ancak, Almanya’da geliştirilmiş ve başlangıçta kullanılmış olan bu ad altındaki işlem, yaygın olarak bilinen ve kullanılan bir terimdir.

“Sulfinizing gears process” genellikle “dişli sülfürleme işlemi” olarak adlandırılır ve dişli çarkların sertleştirilmesinde kullanılan özel bir ısıl işlem yöntemidir. Bu işlem, dişlilerin yüzey sertliğini artırmak ve dişli yanaklarında kaygan bir tabaka oluşturarak aşınmaya dayanıklılıklarını iyileştirmek amacıyla yapılır. İşlemin temel amacı, dişlilerin daha uzun süre dayanmasını sağlamak ve tribolojik olarak daha dirençli hale getirmektir.

Hassas ölçülerdeki malzemelere ön sertleştirme finiş işleme ve düşük sıcaklıkta sülfürizasyon işlemi önerilmektedir.

2) Sülfürizasyon işlemi prosesi nasıldır?

Hazırlık: İlk adım, dişli çarklar yağlardan çok iyi temizlenmeli ve işleme tabi tutulmadan önce kirliliklerden arındırılmalıdır. Dişliler ön sertleştirmeli durumda iken finiş işlenmiş halde sülfürizasyon işlemi uygulanmalı veya yüksek sıcaklıkta östenit fazıyla beraber sülfürizasyon işleminden sonra hızlı soğutulup komple sertleştirilmelidir. Parça yüzeylerinde tufal, kabuk bulunmamalıdır.

Isıl işlem: Dişli çarklar yüksek sıcaklıklarda ısıtılır. Bu sıcaklık, metalin sülfür ile etkileşimini kolaylaştırır. İşlem sıcaklığı, 450°C ile 950°C işlenen malzemenin türüne bağlı olarak değişebilir.

Sülfürleme: Isıtılan dişli çarklar, sülfür buharı veya sülfür içeren bir ortam içine yerleştirilir. Sülfür, metal yüzeyine nüfuz eder ve metal ile reaksiyona girer. Sülfürizasyon işlemi, genellikle dişli çarkların yüzeyinde mikro yapısal değişikliklere yol açar ve bu nedenle işlenen yüzeyin derinliği oldukça sınırlıdır. Genellikle işlenen derinlik, mikro- metre (μm) veya milimetre (mm) cinsinden ifade edilen çok ince bir tabakayı içerir.

Sementasyon çeliklerinden yapılmış dişlilerin yüzeyindeki mikro yapının dönüştürülmesini içerir. Bu işlem sırasında, sülfürün metal yüzeyine nüfuz etmesi ve yüzeyin daha sert bir form alması sağlanır. İşlenen derinlik, işlem parametrelerine (sıcaklık, süre, kullanılan sülfür bileşenleri vb.) ve işlenen malzemenin türüne bağlı olarak değişebilir, ancak genellikle 01-05 mm arasında sertlik derinliği alabilir. Özel uygulamalarda bu derinlik maksimum 0,7mm kadar çıkabilmektedir. Sülfürazson ile 600HV-1100 HV arasında sertlik değeri alır ve yüzeyde aşınmaya dayanıklı yüzey gerilimi yüksek kaygan bir faz oluşur.

Bu nedenle, sülfürizasyon işlemi dişli çarkların yüzeyindeki sertliği artırmak ve aşınmaya dayanıklılığı artırmak amacıyla kullanılır, küçük modüllü dişli uygulamalarında yeterli olmasına karşın büyük modüllü dişlilerde ise çoğu zaman işlenen derinlik yeterli değildir ve dişli çarkın temel mekanik özellikleri üzerinde derin bir etki yapmaz.

Bu işlem genellikle otomotiv endüstrisi, endüstriyel makineler, taşıma ekipmanları ve dişli üretiminde kullanılır.

Soğutma:İşlem tamamlandığında, dişli çarklar fırın içinde hızlı bir şekilde ortam sıcaklığına soğutulur

Temizlik ve muayene: İşlem sonrası dişliler mekanik özellikleri açısından muayene edilir. Herhangi bir kusur kontrol edilir ve giderilir ve gerekirse işlem tekrarlanabilir.

Özellikle sıcaklık değerleri işlemde kullanılan malzemeye ve işlem spesifikasyonlarına bağlı olarak değişebilir. Yukarıda belirtilen 450°C ile 950°C aralığı, genel bir referans aralığıdır, ancak gerçek sıcaklık değerleri işlem spesifikasyonlarına göre ayarlanır. Sülfürizasyon işlemi düşük sıcaklık ve yüksek sıcaklıkta uygulanabilmektedir. Yüksek hassasiyetli parçalarda ön sertleştirme sonrası 450°C -600°C arası sülfürizasyon prosesi önerilmektedir. Geniş toleransta olan parçalar ise yüksek sıcaklıklarda işlem görür.

İşlemde kullanılan sülfürün türü ve konsantrasyonu, işlem süresi ve sıcaklık da işlem sonucunu etkileyen faktörlerdir. Bu nedenle, her işlem belirli bir uygulama için özelleştirilir.

3) Sülfürizasyon tabakasının avantajları nelerdir?

•Yüzey tabakasının istenilen özelli4klerde oluşturulmasını sağlar.

•Proses esnasında oluşan sülfür katmanlar parçanın aşınmasını engeller.

•Proses, işlenmiş elemanların yüksek dayanıklılığını garanti eder.

•Sürtünme katsayısını azaltır Korozyona karşı direnci artırır.

•Çelik alt tabakanın yorulma mukavemetini arttırır.

•Sunulan teknoloji, üretim ve işletme maliyetlerini düşürür.

4) Sülfürizasyon işleminin tribolojik (sürtünme, aşınma ve kayma) performansı artırarak dişli çarklarda oluşturduğu faydalar nelerdir?

Sülfürizasyon, dişli çarkların yüzey sertliğini artırır ve bu da aşınma dayanımını artırır. Dişli çarkların birbirine sürtünmesi veya yüksek basınç altında çalışması durumunda, bu ekstra sertlik aşınma miktarını azaltır ve dişli çarkların ömrünü uzatır.

Sülfürizasyon işlemi dişli yanaklarında oluşturduğu sülfür tabakası ile yüzeyler genellikle daha pürüzsüzdür. Bu, dişli çarkların birbirine daha iyi uyum sağlamasına ve sürtünme kaybını azaltmasına yardımcı olur. Bu yüzeyler, yağlama maddelerini daha iyi tutabilen mikro çukurlar ve yapışkanlığa sahip olur. Aynı zamanda yağ filminin daha iyi tutunmasına da katkı sağlar. Bu, yağlama sistemlerinin daha etkili çalışmasına ve dişli çarkların daha az sürtünme ve aşınma ile çalışmasına yardımcı olur.

Çelik alt tabakadaki yorulma mukavemetini arttırması sebebi ile genellikle daha yüksek yük taşıma kapasitesine sahiptir. Bu, dişli çarkların daha büyük yükleri taşımasına ve daha ağır görevler için kullanılmasına olanak tanır. Sülfür, metalleri korozif ortamlardan koruma yeteneği olan bir elementtir. Sülfürizasyon işlemi, dişli çarkların korozif ortamlara karşı daha dayanıklı hale gelmesini sağlar. Dişli çalışmasında temas noktasındaki yüzeyin daha yüksek sıcaklıklarda dayanıklılığını artırır. Bu, yüksek sıcaklık uygulamalarında kullanılan dişli çarklar için önemlidir.

Tüm bu avantajlar, dişli çarkların daha uzun ömürlü olmasını, daha az bakım gerektirmesini ve daha güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu nedenle, Sülfürizasyon işlemi, dişli çarkların tribolojik performansını artırmak ve genel sistem verimliliğini iyileştirmek için şuan için yurt dışında kullanılan bir yöntemdir. Bu konuda Teknovak firması çalışmalarını sürdürmektedir.

5) Ağır iş makinelerindeki dişli uygulamalarındaki sonuçlar

2012 yılında yayınlanan “The low-temperature ion sulfurizing technology and itsapplications” başlıklı makalede sülfürizasyon işlemine tabi tutulan dişliler ile ilgili bir uygulama yer almaktadır. Ağır iş makinelerinde kullanılan dişliler, ağır stres ve yük altında çalışır. Aşınma nedeniyle hasar görmeleri kolaydır ve yorulmaya neden olur. Bu nedenle sülfürizasyon işlemi ile sertleştirilmiş dişliler makinelerin güvenilirliğini ve kullanım ömrünü ciddi şekilde etkilemiştir. Bir başka uygulamada bir tankın dişli kutusu ve yan yavaşlatıcısının tahrik dişlileri ele alınmıştır. Sülfürizasyon işlemi uygulanan dişliler gerçek araçta test edilmiştir. Sonuç olarak, Sülfürizasyon işleminden sonra aşınmanın dayanımı %180 oranında arttığı görülmüştür.

Sonuç olarak

Sülfürizasyon işlemi, dişli çarkların daha uzun ömürlü olmasını, daha düşük sürtünme kaybı ve daha yüksek verimlilik sağlamasını ve genel olarak tribolojik performanslarını artırmasını sağlar. Bu, endüstriyel uygulamalarda dişli çarkların daha güvenilir ve ekonomik olmasını sağlar.

Referanslar

[1] Effect of sursulf treatment on fatigue life of medium carbon steel spur gears s. Krishnamurthy and a. Ramamohana rao)

[2] Structureandpropertiesofsurfacelayersofselected constructional steels after sulfonitriding S. Lesz*, E. KalinowskaOzgowicz, K. Go3ombek, M. Kleczka

[3] The low-temperature ion sulfurizing technology and its applications- G.Z.Maa, B.S.Xua, H.D.Wanga*, G.L Lib, S.Zhangb -23-25 October 2012

[4] Teknovak firması yöneticilerinden proses hakkında bilgi alınmıştır.

Devamını oku

Dişli Üretim servisleri

Dişli çarklarda “pitting” aşınması neden önemli; pitting oluşumunu nasıl engelleriz?

Yayın tarihi:

on

Yazan

[voiserPlayer]

1.Dişli çarklarda triboloji kavramı nedir?

Triboloji, yüzeylerin teması, sürtünme, aşınma ve yağlama gibi konuları inceleyen multidisipliner bir bilim dalıdır. Triboloji bilimi dişli çarkların aşınma ve kırılması sebeplerinin incelenmesinde dişli mühendislerinin yoluna ışık tutar. Tribolojinin temel konularından biri sürtünmedir: Sürtünme, iki yüzeyin birbirine temas ettiğinde karşılaştığı dirençtir. Dişli çarklarda, sürtünme dişli yüzeyleri arasında enerji kayıplarına neden olur ve bu da verimliliği düşürür. Tribolojinin bir diğer önemli konusu aşınmadır: Aşınma, yüzeylerin teması sonucunda yüzeylerdeki madde kaybını ifade eder. Dişli çarklarında, yüzeylerin aşınması dişli profillerinin bozulmasına ve dolayısıyla sistemin performansının düşmesine yol açar. Triboloji, sürtünme ve aşınma problemlerinin çözümü için yağlamanın incelenmesiyle de ilgilenir. Yağlama, yüzeylerin arasına bir yağlayıcı madde (genellikle yağ veya gres) sürerek sürtünmeyi azaltmayı ve aşınmayı önleyerek yüzeyleri korumayı amaçlar. Dişli çarklarda, uygun yağlama sürtünmeyi azaltabilir, ısıyı dağıtarak sistemin aşırı ısınmasını engelleyebilir, aşınmayı önleyebilir ve sistemin ömrünü uzatabilir. 

Resim 1: Dişli yağlanması

Resim 1: Dişli yağlanması

Yüzeylerin teması, dişli profilinin şekli, malzeme seçimi ve yağlama gibi faktörler, dişli çarkların performansını belirler. İyi bir triboloji anlayışı; daha verimli, dayanıklı, uzun ömürlü ve sessiz çalışan dişli çark sistemlerinin tasarlanmasına yardımcı olabilir. Dişli çarklarda kullanılan malzemeler, yüzeylerin sürtünme ve aşınma direncini etkiler. Tasarım aşamasında dikkat edilecek triboloji bilgisi, malzeme seçiminde doğru kararlar verilmesine katkı sağlar.

Triboloji, yüzey kaplamalarının geliştirilmesi ve uygulanması konusunda da rol oynar. Özel kaplamalar, yüzeylerin sürtünme direncini artırabilir, aşınmayı azaltabilir ve yağlama özelliklerini iyileştirebilir.

Triboloji, makinelerin performansını artırmak, enerji verimliliğini yükseltmek ve aşınma sonucu oluşan maliyetleri azaltmak gibi bir dizi uygulama alanına sahiptir. Dişli çarklar gibi karmaşık mekanizmaların tasarımı ve işleyişi, triboloji prensiplerine uygun olarak yapıldığında daha güvenilir ve verimli hale gelebilir.

Resim 2- Pitting kaynaklı kırılmalar

Resim 2- Pitting kaynaklı kırılmalar

2.Dişli çarklarda “pitting” aşınmasının önemi

Pitting terimi, dişli çarklarda yaygın bir aşınma türünü ifade eder. Dişli çarklar, makinelerde güç ve hareket aktarımını sağlamak için kullanılan bileşenlerdir; ancak yüksek yükler altında çalışırken veya yetersiz tasarım, üretim veya yağlama koşulları nedeniyle dişli çarklarda çeşitli aşınma tipleri oluşabilir. Bunlardan biri de ‘pitting’tir.

Pitting, dişli yüzeylerinde küçük çukurlar veya oyuklar şeklinde görünen bir aşınma tipidir. Başlangıç pitting, normal pitting ve ilerleyen pitting gibi 3 şekilde görülebilir. Bu oyuklar, genellikle dişli yüzeylerin üzerinde düzensiz bir şekilde dağılmış gibi görünür. Pittingin ana nedeni, tekrarlayan yüklere ve sürtünme kombinasyonlarına dayalı yorgunluk ve aşınma süreçleridir.

Resim 3: Başlangıç Pitting

Resim 3: Başlangıç Pitting

3.Başlangıç pittingi

Yeni imal edilmiş olan dişlilerin pürüzlü yüzeyinden kaynaklanan, yüksek gerilimler sebebiyle oluşur. Çok kısa zamanda büyür, maksimum dereceye ulaşır ve dişlinin devam eden çalışması sırasında yüzeyin parlaklaşmasıyla etkisini kaybeder. Genellikle yuvarlanma noktasının tam üzerinde veya biraz altında yer alan dar bir alanda görülür. En fazla tamamen sertleştirilmiş dişlilerde görülür. Tamamen sertleştirilmiş dişlilerin çoğunda başlangıç pittingi için tedbire ihtiyaç duyulmaz. Çok kritik ve özel yerlerde kullanılacak dişlilerin imalatı sırasında hassas kavrama gerektiren durumlarda, düşük hız ve düşük yüklerde (alıştırma), dişlerin bakır ya da gümüş ile kaplanması gibi tedbirler alınabilir.

Resim 4: Normal Pitting

Resim 4: Normal Pitting

4.Normal pitting

Tam kapasite ile yüklenmiş, tamamen sertleştirilmiş dişlilerde yuvarlanma dairesi altında ortaya çıkan normal pitting, diş yüzeyinde yuvarlanma dairesi altında kalan bölgeyi kaplayan, mütevazı büyüklükteki çukurcuklar şeklinde kendini gösterir. Devam eden çalışma sonucu çukurcuk sınırları, görünürde başka çukurcuklar oluşmayacak şekilde aşınır. Yüzeydeki mikro çatlakların diş profili boyunca gösterdiği yönlenme sonucu, yuvarlanma dairesi altında kalan bölge, dişin diğer bölgelerinden çok daha fazla pittinge açıktır. 

Dişlilerin yuvarlanma dairesi altındaki bölgelerinde oluşan çatlaklar, aynı zamanda yağlayıcıyı içinde hapseder. Hidrolik basıncın kama etkisi sonucunda bu çatlaklar hızlıca çukurcuk haline dönüşür. Yuvarlanma dairesi üstündeki bölgede ise, temas sırasında yuvarlanma ile yüzeydeki boşluklar kapatılmaya fırsat kalmadan yağlayıcı, girmiş olduğu çatlaklardan dışarıya çıkmaya zorlanır. Bu nedenle söz konusu bölgedeki çatlaklar hidrolik kama etkisine maruz kalmaz. Sadece birkaç çukurcuk oluşur.

Resim 5: İlerleyen Pitting

Resim 5: İlerleyen Pitting

5.İlerleyen pitting 

Dişin taksimat ve temel daireleri arasında kalan bölgede başlar. Çukurcuklar yüzey hasar görene kadar hem boyut hem de sayı bakımından artış gösterir. Çalışma başlangıcında tahrip eden pitting, yaklaşık olarak başlangıç pittingi kadar yoğundur. İlerleyen zamanla yoğunluğu daha da artar. İlerleyen pitting çoğunlukla, başlangıç pittinginin azaltılamadığı, yüzey pürüzlülüğünün neden olduğu aşırı gerilmeler sonucu oluşur. Diş yüzeyinin sertliği belirli bir sınırın altında ise bu bozulmanın gerçekleşmesi çok yüksek bir ihtimaldir. 

Dişliler aşırı derecede yükle zorlandıklarında, genellikle döndüren dişlinin diş dibinde belli bir çevrim sonucunda şiddetli pitting oluşabilir. Döndüren ve döndürülen dişlilerin temas eden yüzeyleri aynı gerilmelerin etkisi altında olmasına rağmen döndüren dişli, döndürülen dişliye nazaran daha fazla yıpranır. Çünkü çoğunlukla küçük çaplı olan döndürülen dişli daha çok çevrim yapar ve daha fazla sayıda gerilime tekrarının etkisi altında kalır. Bunlara ek olarak, döndüren dişlinin dişleri üzerindeki kayma yönü ile yüzeyler arasındaki yuvarlanma yönü terstir. Sonuçta malzeme yüzeyinde oluşan gerilme, yorulma çatlaklarının büyümesini kolaylaştırır.

Resim 6: Dişlilerde kontak noktası

Resim 6: Dişlilerde kontak noktası

6.Pitting önlemek için diş formunun optimize edilmesi

Bu, pitting önlemek için dişli çarkların yüzey yorgunluğunu ve pitting hasarını minimize etmek amacıyla yapılan önemli bir adımdır. Diş formunun doğru şekilde tasarlanması, yük dağılımını optimize ederek yüzey yorgunluğunu azaltabilir ve böylece pitting riskini azaltabilir. 

Diş profil optimizasyonu: Diş profili, yükün eşit şekilde dağılmasını sağlayacak şekilde optimize edilmelidir. Yükün yüksek stres bölgelerinden uzaklaştırılması, pitting riskini azaltabilir. Diş profilindeki özel modifikasyonlar ve radyüsler, stres konsantrasyonunu azaltabilir.

Kontak oranı ve kontak alanı: Daha geniş bir kontak alanı ve kontak oranı, yükün daha fazla yüzeye yayılmasını sağlar. Bu, yüzeydeki gerilmeleri ve stres konsantrasyonlarını azaltarak pitting riskini düşürebilir.

Diş yüzey pürüzlülüğü: Yağlama filmi oluşturulması ve yükün doğru şekilde dağıtılması için kritik öneme sahiptir. Daha düzgün ve iyi işlenmiş yüzeyler, daha iyi yağlama sağlayabilir ve pitting riskini azaltabilir.

Diş yük dağılımı: Yük dağılımı, her bir dişin yükü nasıl taşıdığını belirler. Eşit yük dağılımı, her bir dişin aynı şekilde çalışmasını sağlar ve böylece pitting riskini azaltabilir.

Diş geometrisi ve yüzey işlemleri: Diş yüzeyine uygulanan özel geometrik değişiklikler ve yüzey işlemleri, daha dayanıklı ve pittinge karşı dirençli yüzeyler oluşturabilir. Bu, diş yüzeyinin pürüzlülüğünü azaltabilir ve pitting riskini düşürebilir.

Yüzey sertleştirme ve kaplamalar: Diş yüzeylerine uygulanan yüzey sertleştirme yöntemleri veya kaplamalar, daha yüksek dayanıklılık ve pitting direnci sağlayabilir. Bu yöntemler, yüzeydeki stres konsantrasyonlarını azaltabilir ve pitting riskini düşürebilir.

Titreşim analizi ve tasarım optimizasyonu: Tasarım aşamasında titreşim analizleri yaparak, diş formunun titreşim davranışını değerlendirebilirsiniz. Bu analizler, stres noktalarını belirleyerek diş formunu optimize etmenize yardımcı olabilir.

Malzeme seçimi ve dayanıklılık: Pittingi önlemek amacıyla malzeme seçimi, diş formunun optimize edilmesinde kritik bir faktördür. Malzeme seçimi, yorulma dayanımını ve tokluğu içermelidir.

7.Dişli çarklarda pitting önleme stratejilerinde yağlama sisteminin rolü nedir?

Dişli çarklarda pitting önleme stratejileri arasında yağlama sisteminin rolü oldukça kritiktir. Yağlama sistemi, dişli çarklardaki yüzey yorgunluğunu azaltarak ve pitting riskini minimize ederek genel performansı artırır.

Dişli çarkların yüzeyleri arasında bir yağ filmi oluşturarak metal yüzeylerin doğrudan temasını engeller. Bu yağ filmi, yüzeylerin sürtünme ve aşınma nedeniyle zarar görmesini engeller ve pitting riskini azaltır. Yağlama sürtünmeyi azaltarak ısının oluşumunu kontrol eder. Düşük sürtünme ve kontrol edilmiş sıcaklık, yüzeylerin aşırı ısınmasını ve termal stresleri azaltır. Bu da pitting riskini düşürür. Yağlama filmi, yüzeyler arasında olası teması engeller. Bu, yüzey yorgunluğunu azaltır ve pitting hasarını önler. Yağlama, yüzeylerin birbirine temas etmesini engellediği için yüksek yük altındaki bölgelerde stres konsantrasyonunu azaltabilir. Yağlama yüzeylerin korozyona uğramasını engeller. Korozyon, yüzeylerin zayıflamasına ve pitting riskinin artmasına neden olabilir. Doğru yağlama ile korozyon önlenir ve pitting riski azaltılır. 

Pitting önleme stratejilerinde doğru yağlama yağı seçimi önemlidir. Yağlama yağının viskozitesi, kimyasal bileşimi ve diğer özellikleri, yağlama filmi oluşturma ve yüzey koruması açısından etkilidir. Yağlama sisteminin etkinliğini takip ederek yağlama filmi kalitesi ve sıcaklık kontrolü optimize edilir. Bu, pitting riskini azaltmada kritik bir rol oynar. Yağlama sistemleri dişli çarkların çalışma koşullarına ve yüklemelerine uygun olarak tasarlanmalıdır. Doğru yağlama sistemi tasarımı, pittingi önlemek için gereken yağlama filmi kalitesini sağlayacaktır. Yağlama sistemi, uygun frekansta ve miktarında yağlama sağlamalıdır. Aşırı yağlama veya yetersiz yağlama, pitting riskini artırabilir. Doğru yağlama sıklığı ve miktarı pittingi önlemek açısından kritiktir.

8.Pittingi önlemek için dişli çark montajında doğru şaft hizalamasının önemi

Dişli çark montajında doğru şaft hizalaması, pittingi önlemek ve dişli çarkların uzun ömürlü ve güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlamak için son derece önemlidir. Yanlış şaft hizalaması, yüklerin dengesiz şekilde dağılmasına, sürtünme artışına ve sonuç olarak yüzey yorgunluğuna ve pitting hasarına neden olabilir.  Bu, belirli dişlilerin daha fazla yüke maruz kalmasına ve buna bağlı olarak pitting riskinin artmasına yol açar. Yanlış hizalama sonucunda dişli çarklardaki yüzeyler arasında sürtünme artar. Bu, ısının oluşumunu artırarak yüzey yorgunluğunu artırabilir ve pitting riskini artırabilir. Dişli çarklardaki stres konsantrasyonlarını artırabilir. Bu da belirli bölgelerde yüksek zorlanmaya ve yüzey yorgunluğuna neden olabilir, pitting riskini artırabilir.

Yanlış hizalama, yağlama sisteminin etkinliğini etkileyebilir. Yağ filmi oluşturma ve yüzey koruma yetenekleri azalabilir, bu da pitting riskini artırabilir.

Dişli çarklarda titreşim ve gürültü seviyelerini artırabilir. Bu titreşimler, yüksek stresli bölgelerde pitting riskini artırabilir. Doğru şaft hizalaması, dişli çarkların dengeli bir şekilde çalışmasını ve stabil bir performans sergilemesini sağlar. Bu, yüklerin dengeli şekilde dağılmasını ve pitting riskinin azalmasını destekler.

Yanlış hizalama, diş profilini değiştirebilir ve yük dağılımını etkileyebilir. Bu da pitting riskini artırabilir. Doğru hizalama, diş profili kontrolünü kolaylaştırır.

9.Sonuç olarak pittingi önlemek için;

Diş formunun optimize edilmesi, pittingi önleme stratejilerinin önemli bir parçasını oluşturur. Dişli çark tasarımında yukarıdaki faktörleri dikkate alarak yapılan optimizasyonlar, dişli çarkların daha uzun ömürlü olmasını ve pitting riskini minimize etmesini sağlar. 

Yağlama sistemi dişli çarklarda pitting riskini azaltmak ve yüzey yorgunluğunu önlemek için kritik bir rol oynar. Doğru yağlama stratejisi, uygun yağlama yağı seçimi, yağlama sistemi tasarımı ve düzenli bakım ile dişli çarkların performansını ve ömrünü artırabilir.

Doğru şaft hizalaması, dişli çarkların pitting riskini azaltmak ve uzun ömürlü çalışmasını sağlamak için kritik bir faktördür. Yanlış hizalama, pitting hasarına ve yüzey yorgunluğuna yol açar. Bu nedenle, dişli çarkların montajında doğru şaft hizalaması için gerekli özen gösterilmelidir.

Bu tasarım adımları, mühendislerin pittingi önlemek için tasarım aşamasında alabileceği kritik önlemlerden sadece birkaçıdır.

Referanslar

 [1] ISO /TR 13989:2015 – Dişlilerde tribolojik davranışın değerlendirilmesi

[2] ISO/TR 15144:2002 – Yağlamalı ve yağlamasız dişli çarklarda aşınma ve aşınmanın etkileri

[3]ISO/TR 15144-2:2010 -Dişlilerde aşınma ve aşınmanın etkileri – Bölüm 2: Dişlilerde aşınma mekanizmalarının analizi

[4] ISO /TR 14179-2:2013 – Dişli çarklar – Triboloji – Bölüm 2: Dişlilerde yüzey koşulları ve dişlilerde yüzeylerin işlenmesi

[5] AGMA 925-A03 – Dişli Çarklarda Yağlama Kılavuzu

[6] AGMA 1010-F14 – Dişli Çarklarda Aşınma ve Yıpranma

[7] AGMA 908-B89 – Dişli Çarklarda Triboloji Terimleri 

Mak Müh. Yiğit ERSOY 

Histogram Makina 

Genel Koordinatör

Devamını oku

Dişliler

Tekstil endüstrisinde devrim: Toz metalurjisi tekstil makine dişlileri

Yayın tarihi:

on

Yazan

[voiserPlayer]

Tekstil endüstrisi, teknoloji ve süreçlerdeki ilerlemeler sayesinde son yıllarda benzeri görülmemiş bir büyüme kaydetti. Sektörü dönüştüren teknolojilerden biri de toz metalürjisi (TM) oldu. İnce metal tozları karıştırarak ve bunları yüksek sıcaklıklarda sinterleyerek yüksek kaliteli metal bileşenler oluşturma süreci olan TM, tekstil makineleri de dahil olmak üzere çeşitli uygulamalarda kullanılan güçlü ve dayanıklı bir metal ürün oldu.

Toz metalurjisi tekstil makine dişlilerinin avantajları

1. Üstün kalite: Toz metalurjisi ile üretilen tekstil makine dişlileri, geleneksel dişlilere kıyasla üstün kalite sunar; çünkü benzersiz üretim sürecine sahiptir. TM ile üretilen dişlilerin homojen yoğunluğu, onları daha güçlü ve dayanıklı kılar. Ayrıca, dişlilerin gözeneksiz olması ve boşluk içermemesi, arızalanma ve hasar riskini azaltır.

2. Uygun maliyet: TM dişlileri, seri üretilebilir ve minimal işleme gerektirir. Üretim süreci oldukça verimli olup atık ve hurda malzeme miktarını minimumda tutar. Ayrıca, TM dişlilerinin yüksek hassasiyeti, bakım ve değişim ihtiyacını azaltarak tekstil endüstrisi için maliyet tasarrufu sağlar.

3. Kişiselleştirilebilir: TM dişlileri, belirli gereksinim ve tasarımlara göre üretilebilir. Bu özelleştirme seviyesi, TM sürecinin esnekliği sayesinde mümkündür. Üreticiler, makinelere uyacak şekilde farklı şekil, boyut ve malzemelerde dişliler üretebilir. Bu da tekstil makinelerinin daha verimli olmasını ve daha kısa sürede yüksek kaliteli kumaşlar üretebilmesini sağlar.

4. Çevre dostu: TM süreçleri, daha az enerji gerektirir ve az emisyon üretir. Üretim süreci minimum atık oluşturur ve kullanılan malzemeler çoğunlukla geri dönüştürülmüş veya doğal kökenlidir. Bu durum, TM dişlilerini daha sürdürülebilir yapar ve tekstil endüstrisinin karbon ayak izini azaltır.

 Tekstil endüstrisini devrimleştirme

Toz metalurjisi tekstil makine dişlileri, tekstil üreticilerinin karşılaştığı pek çok zorluğa çözümler sunarak tekstil endüstrisinde devrim yarattı. Bu teknoloji; yüksek kaliteli, maliyetli ve kişiselleştirilebilir dişlilerin üretimine olanak tanıdı. Bu da tekstil makinelerinin verimliliğini artırarak daha kaliteli ürünler, düşük maliyetler ve artan karlılık sağladı.

TM dişlileri aynı zamanda, tekstil endüstrisinin çevresel etkisini azaltarak sürdürülebilirliğini artırdı. Üretim süreci minimum atık oluşturur ve daha az enerji kaynağı kullanır; bu da sürdürülebilir bir üretim seçeneği sunar. Tekstil endüstrisinin azaltılmış karbon ayak izi, küresel bir endişe haline gelmiştir ve TM teknolojisinin benimsenmesi tekstil üreticilerini çözümün bir parçası haline getirdi.

Sonuç olarak, toz metalurjisi teknolojisi tekstil üreticilerinin karşılaştığı zorluklara çözümler sunarak tekstil endüstrisinde devrim yarattı. Yüksek kaliteli, maliyetli ve kişiselleştirilebilir dişli üretme yeteneği, tekstil makinelerinin verimliliğini artırdı. TM teknolojisinin çevresel sürdürülebilirlik yönü, tekstil üreticileri için çekici bir seçenek olmasını sağladı. Son yıllarda popüler hale gelen toz metalurjisi tekstil makine dişlilerinin, gelecek yıllarda tekstil endüstrisindeki kullanımlarının daha da artması bekleniyor.

Devamını oku

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com

Dişli Teknolojileri sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et