Connect with us

Genel

Basit bir deneyden, büyük bir keşfe

Yayın tarihi:

on

Buhar motorlarına uyguladığı birtakım mekanik değişiklikler sonrası, %10 performans kazancı sağladı. 

Rudolf Diesel bir gün, bazı şeylerin normal olmadığını düşündü: Kav parçalarını ufak bir cam tüpe koyarak, bir piston yardımı ile havayı tüpe sıkıştırdı ve kavın yanmasını sağladı. 

Bu deneyde alınan başarılı sonuç onu daha çok motive etti. 

1885 yılında Paris’te bir laboratuvar açan Diesel, 1892’de ilk patentini aldı. 1893’ün Ağustos ayında Almanya’nın Augsburg kasabasına geldi ve MAN A.G’de (Maschinenfabrik Augsburg-Nürnberg) 3 metrelik demir silindirli ve pistonlu bir düzenteker oluşturdu. Buhar motorları yerini yavaş yavaş termodinamik motora bırakmaya başlıyordu. Diesel, buna Atmosferik Gaz Motoru adını verdi ve 1896 yılında yeni motor sistemini gururla tanıttı. Teoride %75.6 fazla verim alınacaktı ancak bu değere ulaşılamadı. Tek yanmalı motoru, geçmiş yüzyılın en heyecan veren buluşlarından biri olarak kayıtlara geçti.  

Rudolf Diesel’in hayali, ana sanayi üreticileri ile bilgisini paylaşmaktı. Bu hayaline ulaşması fazla uzun sürmedi; Diesel’in motorlarına tüm dünyadan talepler gelmeye başladı. Onun motorları artık gemilerin, elektrik santrallerinin, pompaların ve rafinerilerin standart motorları haline gelmişti. 1908’de Diesel ve Saurer firmasından İsviçreli bir teknisyen, 800 devir/dakika hızla çalışan motoru çalıştırdı. Ancak otomobil endüstrisi adapte olmakta zorlandığı için Diesel’in motorlarını tercih etmiyordu. MAN, bu konuda ilk olarak 1924 yılında ürettiği bir kamyonda direkt enjeksiyonlu dizel bir motoru kullanan ilk üretici oldu. 

Ardından Alman Benz & Cie. Şirketi bu motorları kullanmaya başladı. İlk dizel Mercedes-Benz 1936’da yollara çıktı.

Dizel motorlar, yüksek verime ve düşük yakıt maliyetine sahip olduklarından lokomotifler, güç jeneratörleri, büyük gemiler ve ağır vasıta taşıtları gibi yüksek güç düşük maliyet gerektiren alanlarda kullanılıyor. Dizel çevrimi, dizel motorların oluşturulmasında ve veriminin artırılmasında büyük rol oynamıştır. Günümüzde hala motor veriminin artırılması için dizel çevrimi aktif olarak kullanılmaktadır.

1-2 : İzantropik (Sabit entropide) sıkıştıma işleminde entropi sabit kalırken, basınç ve sıcaklık artar hacim ise azalır.

2-3: Sabit basınçta ısı girişidir. Bu hal değişiminde basınç sabit kalırken, sıcaklık, hacim ve entropi artmaktadır. Çünkü bu hal değişiminde dizel yakıt sıkıştırılan sıcak hava üzerine püskürtülerek yanma işlemi başlamıştır.

3-4: İzantropik genişleme bu hal değişiminde piston genişler, entropi sabit kalır, sıcaklık ve basınç düşer hacim ise artar.

4-1: Sabit hacimde sistemden ısı çıkışıdır. Egzoz gazlarının dışarı atıldığı bu hal değişiminde ise hacim sabit kalırken entropi, sıcaklık ve basınç düşer.

Devamını oku
Advertisement
Yorum bırak

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Makine sektörünün küresel oyuncuları BUMATECH ile buluştu, satış rekorları kırıldı

Yayın tarihi:

on

By

Tüyap, makine imalat sektörünün Bursa’daki kıtalararası dev buluşmasında 67 ülkeden 36.762 ziyaretçiyi bir araya getirdi. 378 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’ndeki 7 salonda, 40 bin metrekarelik alanda düzenlenen BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarları, bu yıl da makine imalat sektörünün en önemli buluşması olarak satış rekoruna sahne oldu. Uluslararası nitelikteki Bursa Metal İşleme Teknolojileri Fuarı, Sac İşleme Teknolojileri Fuarı ve Otomasyon Fuarı’nın tek çatı altında buluştuğu BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarları’nda, 4 günde yaklaşık 100 milyon dolarlık rekor satış gerçekleşti.

Güçlü sanayi üretimiyle Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti olan Bursa, makine imalat sektörünün kıtalararası dev buluşmasında dünyanın dört bir yanından firma ve firma temsilcilerini buluşturdu. Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından, Takım Tezgâhları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB) iş birliğinde, Ticaret Bakanlığı, KOSGEB ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile hazırlanan BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarları, 20 yıldır olduğu gibi bu yıl da yılın en büyük makine imalat buluşmasına imza attı. Yurt içinden ve yurt dışından oldukça geniş bir kitle tarafından ilgiyle takip edilen fuar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’dan yabancı ziyaretçi akınına sahne oldu. Makine Ur-Ge projesi ile desteklenen fuar, bu yönüyle de yurt içinden gelen talepleri artırmayı başardı.

“Her 4 katılımcının 3’ü sıcak satış gerçekleştirdi”

BUMATECH Fuarları’nın düzenlendiği her yıl olduğu gibi bu yıl da makine sektörünün son ve en önemli buluşması olduğunun altını çizen Tüyap Fuarlar Yapım A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, fuarların makine imalat sektörüne ve Türkiye ekonomisi için yarattığı katma değere dikkat çekti. Ersözlü, “Bu yılki BUMATECH Fuarları, katılımcı ve ziyaretçilerinin kendilerini tanıtması ve sıcak satış elde etmesi açısından memnuniyetini artırdı. 4. gün sonunda fuarımızda 67 ülkeden 36.762 ziyaretçiyi bir araya getirdik.  Katılımcılarımız 4 günde müthiş bir satış rekoruna imza attı. Fuara katılan her 4 katılımcımızın 3’ünün fuarda sıcak satış yaptığını öğrendik. Bu satış rüzgarının fuar sonrasında da devam edeceğinin sinyallerini de aldık. Makine imalat sektöründe yarattığımız bu ticari hareketlilikle ihracat bilançosuna değer kattığımız başarılı bir fuara imza atmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

“Rekor satışlara imza atmayı sürdüreceğiz”

BUMATECH Fuarları’nın yarattığı satış rüzgarının dikkatleri Tüyap Makine Fuarları Grubu’nun 2023 yılında düzenleyeceği diğer fuarlara çektiğine değinen Ersözlü, “Ziyaretçi ve katılımcılarımızın artan memnuniyetiyle 2023 yılında düzenleyeceğimiz makine fuarlarına şimdiden talep almaya başladık. 24-27 Mayıs 2023 tarihlerinde İstanbul’da düzenleyeceğimiz Tube & Steel ve Wiretech Fuarları ile seneyi açacağız. Ardından da İstanbul, Konya ve Eskişehir’de düzenleyeceğimiz fuarlarımız ile rekor satışlara imza atmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Devamını oku

Genel

ZF, ticari araç şanzımanlarında en iyi marka seçildi

Yayın tarihi:

on

By

Ulaşım teknolojilerinin geleceğini şekillendiren firmalar arasında yer alan ZF, 2022 ETM Ödülleri’nin Ticari Araç Şanzımanları kategorisinde “En İyi Marka” ödülüne layık görüldü. ZF’nin aktarma organları sistemlerindeki kalitesini, verimliliğini ve marka değerindeki üstün başarısını temsil eden prestijli ödül, firmanın sistem uzmanlığını bir kez daha taçlandırdı.

Binek araçlar, ticari araçlar ve endüstriyel teknolojiler için sistem tedarik eden ve yeni nesil mobiliteyi mümkün kılan teknolojiler geliştiren ZF, Almanya’da ticari araç ve lojistik sektörünün önde gelen medya kuruluşlarından biri olan ETM tarafından Ticari Araç Şanzımanları kategorisinde en iyi marka olarak seçildi. ETM tarafından düzenlenen ankette üreticiler, filo operatörleri ve şoförlerden oluşan yaklaşık 6.000 kişilik sektör temsilcisi; ZF’yi, tahrik sistemlerindeki en iyi kaliteyi, verimliliği ve değeri sunan marka olarak seçti. Yayıncı ETM’nin sponsorluğunda düzenlenen yıllık okur anketi, ticari araç endüstrisinde bir şirketin imajının ve ürün kalitesinin güçlü bir barometresi olarak kabul ediliyor. Endüstri çapında zorlu bir jüriyi temsil eden Lastauto Omnibus, Trans Aktuell ve FERNFAHRER dergilerinin okurları, çeşitli araç ve ürün kategorilerinde toplam 5.978’in üzerinde oy kullandı.

TraXon: ZF’nin kamyonlar ve otobüsler için otomatik şanzıman portföyü.

Konuyla ilgili 1 Haziran’da Berlin’de düzenlenen törende konuşan ZF’nin Ticari Araç Çözümleri Bölümü ile Aktarma Organları Sistemlerinden Sorumlu Yöneticisi Winfried Gründler, “ZF’nin gelişmiş şanzıman ürünlerinin olağanüstü başarısı; araç üreticilerinin, filo operatörlerinin ve sürücülerin bize güvenini güçlü bir şekilde yansıtıyor. Bu prestijli ödül, aralıksız inovasyonumuz sayesinde sürekli daha verimli ve daha dayanıklı teknolojiler geliştirdiğimizin kanıtıdır” dedi.

EcoLife 2: ZF’nin şehir içi otobüsler için ikinci nesil otomatik şanzımanı

Oyların yarısından fazlasını (%51) alan ZF, “Ticari Araç Şanzımanları” kategorisinde En İyi Marka unvanını korudu. Bu başarıda ZF’nin yenilikçi Ticari Araç Şanzıman ürünleri bir kez daha kendini kanıtladı. ZF’nin çok ödüllü TraXon otomatik şanzıman sistemi, Grubun ETM Ödülleri’ndeki kırılamayan rekorunda belirleyici bir faktör olmaya devam etti. Grup geçtiğimiz günlerde, üretimin 2014’te başlamasından bu yana yalnızca Friedrichshafen’da yarım milyon TraXon sisteminin üretildiğini duyurdu. Kanıtlanmış dayanıklılık, performans ve yakıt verimliliği ile TraXon, ZF’nin güçlü PreVision GPS öngörülü vites değiştirme sistemi de dahil olmak üzere çeşitli özelliklerle donatılmıştır. Yolcu taşımacılığı için ZF’nin EcoLife otomatik şanzımanı, günlük tüm şehir içi otobüs operasyonlarını desteklerken, ikinci nesil EcoLife CoachLine şanzımanı, şehirler arası otobüsler için özel olarak tasarlanmıştır. 1 Ocak 2022’de oluşturulan ZF’nin Ticari Araç Çözümleri (CVS) Bölümü, ulaşım sistemlerinin geleceğini şekillendirme misyonuyla ticari araç endüstrisinde tercih edilen küresel teknoloji ortağıdır. 28 ülkede yaklaşık 25.000 kişiyi istihdam eden bölüm, giderek daha fazla otonom, bağlantılı ve elektrikli (ACE) araçlar için bileşenler ve gelişmiş kontrol sistemleri geliştirmek ve tedarik etmek üzere ZF’nin ticari araç sistemleri uzmanlığını, kapsamlı teknoloji portföyünü ve küresel operasyonlarını güçlü bir şekilde bir araya getiriyor.

Devamını oku

Genel

Havacılık sanayisinde geleceğin eğilimleri

Yayın tarihi:

on

By

İş ortaklığı ve iş birliği, COVID-19 sonrası havacılık sanayisinin toparlanmasında çok önemli olacak.

Havacılık sanayisi, onlarca yıldır büyüme ile karakterize edilmiştir. Yıllar boyunca krizler olmuş ancak COVID-19 kadar derin ve ağırı hiç yaşanmamıştı. Şimdi pazarlar en son 2006’da görülen büyüme seviyelerine geri dönerken, havacılık sanayi üreticileri işleri rayına nasıl oturtabilir? Bunun yanıtı sürdürülebilir üretimde gizlidir.

Havacılık sanayi, pandemi vurmadan önce 14 yıldır istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürüyordu. Şüphesiz ki havacılık sanayi eğilimleri ve geleceği, benzeri görülmemiş koronavirüs pandemisinden oldukça fazla etkilenmiştir. İş veya tatil seyahatleri giderek azalırken, havayollarının karlılık seviyeleri de önemli ölçüde düşmüştür. 

Haberlerin hepsi kötü değil, iyi haberler de var. 2021’in ilk yarısında havacılık sanayisinde bazı iyileşmeler görülmüştür, ancak başarı; aşılar ve Çin’in ekonomik refahı ile iş ve tatil seyahatlerindeki toparlanmanın da etkisinin bulunduğu global ekonomik görünüm gibi farklı faktörlere bağlıdır. Sektörün önümüzdeki iki ila üç yıl içinde kriz öncesi konumuna geri döneceği tahmin ediliyor. Toparlanma hızı farklı ülke ve bölgelerde değişiklik gösterecektir. Yine de uzun vadede, yeni uçak sayısı 2040 yılına kadar %25 oranında azaltılabilir. 

Mühendislik açısından gerçekleştirilen bir diğer büyük değişiklik, uçakların çift koridordan ziyade tek koridorlu olması ve dolayısıyla uçak gövdesinin küçültülmesidir. Ayrıca daha uzun bir uçuş menziline sahip olmaları gerekecektir. Motorlar ve gövdeler yakından ilgilidir: Biri olmadan diğeri olmaz ancak motorlarda sürdürülebilirliğe odaklanıldığını söyleyebiliriz. Bu da ağırlık, gürültü ve emisyonlarda azaltma ve az tüketimle yüksek verimlilik anlamına gelir. Tek koridorlu uçaklar, motorların boyutu veya miktarı artırılmaksızın geniş bir kullanım yelpazesi sunmalıdır. 

Tasarım zorluklarına yönelik farklı yaklaşım yolları bulunur. Bunlardan biri sentetik yakıt, biyoyakıt veya hidrojen gibi mevcut motor tanklarını kullanarak alternatif yakıtların bulunmasıdır. Diğeri, yeni motor türleri sunan büyük üreticiler ile geliştirilen yeni motor mimarisidir. Bu, uzun vadeli bir yaklaşımdır. Elektrikli, batarya ile çalışan veya elektromanyetik veya mevcut motorların elektrik gücü ile çalışan motorlar tarafından desteklendiği hibrit motorlar gibi farklı yapıda motor biçimlerinin kullanılması bir diğer yaklaşımdır. 

Zorlu malzemeler 

Otomotiv sanayisinin, yeni elektrikli ve hibrit sistemlerle şimdiden büyük bir ilerleme kaydettiğini görmekteyiz. Bu arada, havacılık sanayi orijinal ekipman üreticileri (OEM) hala bu sistemler üzerinde çalışıyor ve bu gelişmelerin çoğunun 2035’ten önce yaygın olarak kullanılması beklenmiyor. Bu teknolojiler, örneğin iki ila on kişiyi taşıyan küçük uçaklarda daha erken kullanılabilir. 

Gürültü, ağırlık ve emisyonlardaki azalmalar elbette elektrik sistemlerinin performansını etkileyecektir, ancak bunlar karşılaşılan zorluklardır. Otomobil gibi bir elektrikli araçta (EV) bu sorunları yaşamanız halinde yol kenarında durabilirsiniz, ancak 10.000 fit yükseklikte böyle bir seçeneğiniz yoktur. Dahası, tasarımcılar ve mühendisler uzun mesafeler kat edecek uçakların daha hafif olmasını isterken, bataryalar ağırdır. Bu nedenle üzerinde çalışılması gereken teknik engeller bulunuyor. 

OEM’ler uçak gövdesi gibi parçalar için iki farklı yöntem deniyor. Bir taraftan, uçak parçaları için daha fazla mukavemete, yorulma mukavemetine ve diğer özelliklere sahip yeni alüminyum türlerinin gerekmesi ile birlikte alüminyum kullanımında bir artış görüyoruz. Bu yaklaşım, basitçe söylemek gerekirse, kanatları ve motoru olan büyük bir borunun bulunduğu geleneksel uçak tasarımlarını destekler. 

Diğer bir yaklaşım, delta biçiminde uçak gövdesi kanat ve payanda destekli kanat gibi diğer uçak biçimlerini veya motorun gövdeye daha fazla entegre edildiği yerleri keşfetmektir. Burada, mühendislerin kompozit veya kompozit-seramik kombinasyonlarına ve karışım malzemelere yönelmesi olasılığı yüksektir. Bu tasarımların popüler olup olmayacağını zamanla göreceğiz. Şimdilik, daha fazla alüminyum ve ısıl dirençli süper alaşımların (HRSA) kullanılacağından emin olabiliriz. HRSA’lar tipik olarak zorlu performans taleplerine maruz kalan uçak parçalarında kullanılır. Yüksek sıcaklıklardaki yüksek mukavemetleri malzemelerin yoğun ısıya maruz kaldıklarında bile sertliklerini koruyacakları anlamına geliyor.

Ancak, en iyi uçak parçası üreticileri bile bu sert malzemelerin üretimi konusunda deneyimsiz olabilir. Bu noktada Sandvik Coromant uzmanlığının faydalı olduğu kanıtlanmıştır. 

Sandvik Coromant S205 tornalama kalitesi, ısıl dirençli süper alaşımları (HRSA’lar) işlerken yüksek aşınma direnci ve uzun takım ömrü sağlamak üzere tasarlanmıştır.

Parça çözümleri

Sandvik Coromant, operatörler üzerindeki aynı anda birkaç görevi yerine getirme konusunda artan baskıya karşılık olarak parça çözümlerini sunuyor. Günümüzde mühendisler, tek bir tezgaha odaklanmak yerine aynı anda dört veya beş tezgahı çalıştırabilir, bu nedenle de belirli proseslere odaklanma süresi ve olanakları azalır. Ancak, parça çözümü derken kastettiğimiz nedir? Daha bütüncül bir bakış açısını ifade eder; bu, Sandvik Coromant’ın sağladığı takımlar ve ayrıca prosesin tamamına verdiği destek ile ilgilidir.  

Örnek vermek gerekirse, havacılık sanayisinde hizmet veren bir Sandvik Coromant müşterisi, HRSA malzemeleri işlerken zorluklarla karşılaştı. Müşterinin mevcut yaklaşımı için zayıf talaş kontrolü ve uzun devir süreleri ile birden fazla takım tezgahı gerekiyordu. Tutarsız takım ömrü ve güvenilir olmayan proseslerle ilgili sorunlar bulunuyordu ve işleme operasyonunun genellikle bir operatör tarafından tüm gün izlenmesi gerekiyordu. 

Bunun gibi yüksek değerli projelerde, Sandvik Coromant parça çözümü farklı aşamalardan oluşur. Çözümün, tezgah gereksinimlerine bakılması, parça başına maliyeti incelemek üzere zaman etüdünün yapılması ve akış sırasında hem Metot-Zaman Ölçümü (MTM) hem de son kullanıcı prosesleri ile ilgili üretim yöntemlerinin analiz edilmesi gibi aşamaları bulunur. Ayrıca, bilgisayar destekli üretim (CAM) programlama ve yerel veya yurt dışı projelerin yönetimi de parça çözümü içerisinde yer alır. 

Bu analizler sonucunda, talaş kırma sorunlarını çözmek için müşterinin programlama stratejisini değiştirmemiz gerektiği ortaya çıktı. Sandvik Coromant uzmanları, takım ile birlikte, dinamik tahrik eğrileriyle her an talaş kırılması kontrolüne imkan tanıyan yeni bir strateji geliştirdi. Bu yeni yaklaşıma kazançlı tornalama adını verdik ve şimdi patentini de aldık. 

Kazançlı tornalama, müşteri açısından çok fazla tasarruf sağladı. Müşteri, üstün talaş kontrolünün yanı sıra iki kat daha uzun takım ömrü ve devir süresinde %80 azalma sağladı. Güvenli işleme prosesleri ve yeşil ışıkta üretim sayesinde çok amaçlı tezgah ihtiyacını azaltarak tezgah kullanımını dörtten bire düşürdü. 

Bu, daha bütüncül bir yaklaşımın üreticinin kârlılığı açısından nasıl avantaj sağlayabileceğini gösterir. Sandvik Coromant’ın dijital portföyünün bir parçası olan CoroPlus® Takım Kılavuzu gibi yazılımların rolü de önemlidir. Müşteriler, üretime başlamadan önce takım seçimi ve kesme parametreleri konusunda önemli kararlar alabilir.   

Sürdürülebilir tornalama

Havacılık sanayi üreticileri, sürdürülebilirliği başarmak için farklı yaklaşımları benimsiyor. Yine de Sandvik Coromant, sektörlerin tamamında avantaj sağlayan müşteriye özel bir çözüm geliştirmenin mümkün olduğunu keşfetti. 

Müşterinin HRSA malzemelerde daha iyi tornalama işlemleri gerçekleştirmesine yardımcı olmak için Sandvik Coromant, S205 tornalama kalitesini geliştirdi. Kesici uç, yüksek aşınma direnci ve uzun takım ömrü için ikinci nesil Inveio® kaplama ile kaplanırken, son işlem teknolojisi mekanik özellikleri değiştirerek S205 kesici ucun mukavemetini artırır. Malzemenin üzerinde, kesici uç çevresinde güçlü ve koruyucu bir engel teşkil eden sıkı yapıdaki tek yönlü kristaller ile karakterize edilen bir Inveio® tabaka bulunur. Bu, ısıl korumayı maksimize eder, krater aşınması ve yanak aşınması direncini arttırır.

Bu kalite, uçak motoru türbin diskleri, halkalar ve şaftlar gibi parçaların işlemesi için çok uygundur. Sandvik Coromant müşterileri, S205 kalitesi ile rakip HRSA tornalama kalitelerine kıyasla şimdiden %30 ila %50 daha yüksek kesme hızları sağladığını bildirdi ve bu sonuçlar, takım ömründen ödün vermeden elde edildi. S205, piyasaya sunulmasından bu yana havacılık ve diğer sanayilerde hizmet veren birçok üreticiye avantajlar sağlamıştır. Bu sonuçlar, bütüncül yaklaşım ve özellikle maksimum verimlilik için tüm yönlerde tornalama imkanı sunan Sandvik Coromant’ın PrimeTurningTM çözümü ile sağlandı. 

PrimeTurningTM yöntemi, takımın parçaya aynadan girmesine ve parçanın öbür ucuna doğru ilerlerken malzemeyi kaldırmasına dayanır. Daha hızlı ve kaliteli üretim ve değişimler sağlayan önemli talaş kaldırma oranlarının tümüne öncelik verir. Bazı durumlarda müşterilerimiz, üretim çalışmalarını sadece bir takım değişimi ile tamamlarken, rakibe ait takım kullanıldığında beş kez değişim ihtiyacı doğmuştur.

Havacılık sanayi, şimdiye kadar yaşanan en büyük krizlerden birine maruz kalmış olabilir, ancak bulutların ardında daima ışık vardır. Sandvik Coromant, takımlamaya yönelik bütüncül bir yaklaşımla sürdürülebilirliği daha iyi takımlar ve optimize edilmiş kesme parametreleriyle birleştirerek, önde gelen havacılık sanayi OEM’lerinin tümünü pandemi sonrasında toparlanmaları açısından desteklemeye devam ediyor.

Devamını oku
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement

Trendler

Copyright © 2011-2018 Moneta Tanıtım Organizasyon Reklamcılık Yayıncılık Tic. Ltd. Şti. - Canan Business Küçükbakkalköy Mah. Kocasinan Cad. Selvili Sokak No:4 Kat:12 Daire:78 Ataşehir İstanbul - T:0850 885 05 01 - info@monetatanitim.com